Albus Dumbledore ve Geçmişten Günümüze (6. Bölüm:King's Cross ve Baykuş Postası!)

Albus Dumbledore ve Geçmişten Günümüze

1.Bölüm:Godric's Hollow

Güzel,sıcak bir yaz günüydü.Hava durgundu.En azından bir süreliğine.Birdenbire bulutların içinden 5 cisim ortaya çıktı.Yerden bakanlar (büyücülerin deyimiyle muggle'lar) için uçak olmak için çok küçüktü,uçurtma olmak içinse çok büyük.Öyle garip görünüyorlardı ki, birkaç muggle UFO gördüğüne dair polise ihbarda bulundu,oysa gerçek çok farklıydı.

Ordaki 5 cisim süpürlerine binip uçan 5 büyücüydü,adları,büyükten küçüğe,Percival,Kendra,Albus,Aberforh ve Ariana Dumledore'du.

Percival,çabuk sinirlenen ama iyi bir babaydı.


Kendra,her anne gibiydi,sürekli çocuklarıyla ilgilenir,onlara destek olurdu.


Albus,3 kardeşin arasında en büyüğüydü.Kitap okumayı sever bilgece düşünürdü.


Aberforth,katır kadar inatçıydı,kavgaya bulaşmayı severdi.Buna rağmen,anne-babası onu daha çok severdi.


Ariana'ysa,içine kapanıktı,pek konuşmazdı.


Bütün ailenin ortak özelliğiyse,beyaz saçlı ve mavi gözlü olmalarıydı.

Bugünse,onlar için önemli bir gündü,eski evlerinden taşınıp Godric's Hollow denen bir kasabaya taşınıyorlardı.

Aberforth,bıkkınlıkla ''Baba,saatlerdir yoldayız.Goblin's Yellow mu ne,oraya ne zaman ulaşacağız?'' deyip duruyordu sürekli.Percival'ın buna cevabı ''az kaldı'' oluyordu hep,ama tam tersine yol sürekli uzuyormuş gibiydi.

Oysa taşınmalarının tek nedeni , Aberforth idi.Birkaç gün önce bir kavgaya bulaşmış, dövülmüş,tehdit edilmişti(''Seni bir daha burlarda göreyim,tanrı yardımcın olsun Dumbledore!'' )Albus kardeşine baktı.
O da kavgaya bulaştığından dolayı epey pişman görünüyordu(''Eh,haklı da'' diye düşündü Albus).

Yolculuk en azından bir saat daha sürdü.Derken, bir tabela göründü,üzerinde ''Godric's Hollow'a Hoş Geldiniz''yazısı ve nüfus bulunuyordu.Herkes rahat bir soluk aldı,ama Ariana henüz bebekti ve annesinin kucağında hüngür hüngür ağlıyordu.

İnişe geçtiler.Köy,normal bir muggle köyüydü;ama içinde bazı büyücü aileler yaşamıştı.Bunlardan en ünlüsü,
Hogwarts okulunun dört kurucusundan biri olan Godric Gryfindor'du(zaten köy ismini burdan almıştı).

Seçtikleri eve yerleşmeye başladılar,Albus'un ilk yaptığı ise kitabına dalmaktı.

Onu,geleceğinde bir sürü sürpriz bekliyordu.





Bu benim ilk yazı denememdi.

Biraz kısa oldu ama neyse,hayırlı okumalar!

Not:Bu öykü, 7. kitabı okuyanlara özel.

Albus Dumbledore ve Geçmişten Günümüze (2.Bölüm:Kaçık Cadı,Part 1)

Ertesi gün,erkenden kapı çalındı.Percival kapıyı açmak için gitti.Bir süre sonra 30'lu yaşlarında bir kadınla oturma odasına geldi.

''Çocuklar,'' dedi aile bireylerine,''bakın kim gelmiş . Yan komşumuz.''.Kadın epey tuhaf görünüyordu,cüppesinin üstünde mavi renk üstüne ela rengi yuvarlaklar vardı,ayakkabıları ona bol geliyor gibiydi,temmuzun ortasında olmalarına rağmen cüppesinin üstüne süveter giymişti.Ama en garibi saçlarıydı,bir bölümü üstündeki tokalardan hiç görünmüyordu,bir bölümü ise kıvırcık kıvırcıktı.

Kadın, ''Merhaba,sizinle tanışığıma sevimdim.'' dediyse de pek neşeyle karşılık görmedi(''Herhalde tuhaf görünümündendir'',diye düşündü Albus). ''Ben Bathilda,Bathilda Bagshot'',dedi kadın, belli ki karşılaştığı tepkisizliği umursamayarak.

Bunun üzerine ortam biraz değişti.Albus hemen ''Bathilda Bagshot mu, hani şu piyasaya yeni çıkan Sihir Tarihinin yazarı mı?'' diye haykırdı,Kendra çay ikram etmek üzere mutfağa gitti,Percival onu oturmaya buyur etti,hatta bazı şeyleri umursamayan Aberforth bile biran için dikkatini çekti.Ariana'daysa fark olmadı , emziğini emmeye devam etti.

Kendra,muhabbet etmek istercesine ''Eee, ne kadar süredir bu köyde oturuyorsunuz,Mrs. Bagshot?''dedi.
''Ah,lütfen bana 'Bathilda' de hayatım.'' ''Bathilda...'' ''Ah , ayrıca 'sunuz' mantıksız bir kelime,ben bu köyde tek başıma oturuyorum.'' ''Peki...'' ''Ah,doğru ya,ne kadardır bu köyde oturduğumu soruyordun.Yaklaşık 15 yıldır bu köydeyim,yani Hogwarts'ı bitirdiğimden beri.'' ''Ah,yani...'' ''Evet tatlım, ben Hogwarts'ta okumuştum.'' ''Ah,ama...'' ''DUR!Tahmin edyim.Siz de ailecek Gryffindor'lusunuz,değil mi?'' ''Nasıl bildiniz...'' ''Ah,çünkü girişteki paspasın üstünde Gryffindor arması görmüştüm canım...''

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

O gece hepsi bitap düşmüştü.Bathilda en azından 4 saat daha böyle baş ağrıtıcı şekilde konuşmuştu.Gitmesine ikna etmekse daha zordu:Kendra sürekli ''Evini özlemişsindir,yarın yeniden konuşuruz.'' dediyse onuncu seferinde ikna edebilmişti.Bathilda ise sonunda çıkmış,ama çıkarken de bir şeyler söylemeye kalkmıştı.Sonunda 5 Dumbledore rahat bir uykuya daldılar.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Part 2'si de gelcek bunun yakında

Albus Dumbledore ve Geçmişten Günümüze(2.Bölüm:Kaçık Cadı,Part 2)

Birkaç gün sonra erkenden bir inilti sesiyle uyandılar.Albus kalkıp da penceresinden aşağı bakınca sesin sahibini gördü:Bir baykuş.Üstelik gagasında mektuba benzeyen bir şey taşıyordu.Birine BAYKUŞ POSTASI gelmişti,ama acaba kime ve niye?

Biraz sonra Kendra kalkıp da kapıya gittiğinde Albus onun ''Hayatım,sana bir mektup var,'' dediğini duydu.5 dakika kadar sonra Percival adeta köpürüyordu:Öyle ki;sesi ta üst kata,Albus'un odasına kadar çıkıyordu.Albus meraklanıp aşağı indiğinde,anne babası çocuklarının hiçbirine mektubu okumaları için izin vermedi.Aberforth da Albus kadar meraklıydı halbuki.

Ama Albus'un içine bir kurt düşmüştü:Ne yapıp edecek,o mektubu okuyacaktı.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

O gece Albus sessizce odasından çıktı,neyse ki mektubun en son oturma odasında olduğunu
biliyordu.Tam merdivenlerden iniyordu ki,arkasında bir ses ''Çok mu meraklısın?''diye fısıldadı.

Albus irkildi.Arkasına dönüp baktığında Aberforth'un kapının arkasında hazır beklediğini gördü.

Bir süre birbirlerine baktılar.Sonunda Albus ''Burada ne işin var?'' diyebildi.''Senin ne işin varsa benim de o işim var,'' dedi Aberforth.

Bir süre daha birbirlerine baktılar.

Sonunda ikisi aynı anda: ''Mektubu okumaya!'' diye haykırdı.

Sonra ikisi de mektubu bir köşesinden tuttu.Albus ''Hazır mısın?'' dedi ve aynı anda açıp okumaya başladılar:















Biraz heyecanlı oldu ama...

3.Bölüm'de görüşürüz!

Albus Dumbledore ve Geçmişten Günümüze

3.Bölüm:Mahalledeki Yeni Çocuk

Sonra ikisi de mektubu bir köşesinden tuttu.Albus ''Hazır mısın?'' dedi ve aynı anda açıp okumaya başladılar:

Percival Dumbledore'a,

Biz Sihrin Uygunsuz Kullanımı Dairesi olarak,29 Temmuz günü saat 16:28'de bir Muggle'ın yanında büyü yaptığınıza dair ihbar aldık.Sizin de bildiğiniz gibi,böyle bir şey KESİNLİKLE yasaktır.Cezanıza karar vermek için 15 Ağustos günü Sihir Bakanlığı 15 no.lu mahkeme salonunda yapılacak duruşmaya bekler,esenlikler dileriz.

Augustus Cheaplin,
Sihrin Uygunsuz Kullanımı Dairesi Başkanı,
Sihir Bakanlığı












Şu an fazla zamanım yok o yüzden bu kadar yazabildim.

Part 2 yakında geliyor!

İşte Part 2 geldi!



Albus tamamını Aberforth'dan önce bitirmişti,daha sonra ikisi de birbirine öylece baktı.Sonunda Albus ''15 Ağustos mu?Ama bu 3 gün sonra!'' diyebildi.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Albus o gece hiç uyuyamadı.Ertesi sabah kalktığında Percival onlara ''Çocuklar,benim Londra'da bir işim çıktı,'' dedi.

Aberforth'la ikisi şaşırmış gibi yaptılar.Ama bu hiç kolay değildi.Daha sonra Kendra ''Ben de babanıza yardım edeceğim ,'' deyince bu defa gerçekten şaşırdılar.İki ebebeyn de gidecekse onlara kim bakacaktı?

Çocukların yüzündeki ifadeye karşılık Kendra ''Siz yalnız kalmayacaksınız tabii.Size bakması için Bathilda'dan rica edeceğim.''Bu sözleri hafif bir şok izledi.Ancak üzgün olduklarından kimse bir şey söyleyemedi.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Part 3:Yakında!

Part 3

''Evet, bu kesinlikle Muggle'ların şu taşınırken kullandıkları garip araçlarından biri...
Demek ki Albus,mahallemize yeni bir aile taşınıyor.''

''Hmm, acaba Muggle'lar mı,yoksa Muggle'ların gözüne normal görünmeye mi çalışıyorlar.''

2 gün sonra saat dokuzdu.Pencerelerinden gözüken büyük bir kamyonu gözlüyorlardı.
Sonra, sürücü indi ve ve eşyaları indirmeye başladı.Derken karşıdaki evin kapısı açıldı.Bir kadın, bir adam ve bir oğlan sürücünün yanına koşup eşyalarını evlerine taşıması için onlara talimat verdiler.Sonra,sürücü ve aile evin içine girip gözden kayboldular.

Albus ve Aberforth ise bir süre evlerine baktı.Sonra, Percial'ın kahvaltıya çağırması üzerine alt kata indiler.Kapının önünde birkaç bavul gördüler.Önce şaşırdılar,sonra bugünün 15 Ağustos olduğunu hatırladılar.Duruşma günü gelmişti.Demek ki, akşam Bertha'ya katlanacaklardı.


4. Bölüm yakında!

4. Bölüm: Gellert Grindelwald

Part 1



Anne ve babası evlerinden ayrılıp onları Bathilda'ya bırakmalarından önce Albus'un aklına bir şey geldi ve bunu Percival'a sordu:

''Baba,sen ne zaman dönersin?'' ''Birkaç gün içinde oğlum, neden?'' Albus biraz durakladı,sonra; ''Hogwarts eşyalarım!
Ne zaman Hogsmeade'e gideriz?''

Bu sözleri birkaç saniyelik sesizlik izledi.Çünkü Albus bu yıl 11. yaşını kutluyordu ve büyücülerin dünyasında bu tek bir anlama gelebilirdi:Okulun ilk yılı.

Sonunda Percival; ''Oğlum,'' dedi, ''Hogwarts'tan henüz mektup gelmedi ve...'' ''Gerek yok zaten.Biliyorum.Her yıl okul 1 Eylül de başlıyor.''

Bu defa daha uzun bir sesizlik oldu.Sonunda babası; ''Pekala,o halde en erken 25 Ağustos'ta Hogsmeade'e gideriz.Anlaştık mı?''

Bir daha bu konuyu kimse açmadı.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Akşam Bathilda onlara sıcakkanlı davrandı.Ancak Albus ve Aberforth kendilerini rahat hissedemedi.



Kısa oldu biliyorum ama diğer partlar eklendiğinde kısa olmayacak.

4. Bölüm:Gellert Grindelwald

Anne ve babası evlerinden ayrılıp onları Bathilda'ya bırakmalarından önce Albus'un aklına bir şey geldi ve bunu Percival'a sordu:
''Baba,sen ne zaman dönersin?'' ''Birkaç gün içinde oğlum, neden?'' Albus biraz durakladı,sonra; ''Hogwarts eşyalarım!
Ne zaman Hogsmeade'e gideriz?''

Bu sözleri birkaç saniyelik sesizlik izledi.Çünkü Albus bu yıl 11. yaşını kutluyordu ve büyücülerin dünyasında bu tek bir anlama gelebilirdi:Okulun ilk yılı.
Sonunda Percival; ''Oğlum,'' dedi, ''Hogwarts'tan henüz mektup gelmedi ve...'' ''Gerek yok zaten.Biliyorum.Her yıl okul 1 Eylül de başlıyor.''
Bu defa daha uzun bir sesizlik oldu.Sonunda babası; ''Pekala,o halde en erken 25 Ağustos'ta Hogsmeade'e gideriz.Anlaştık mı?''
Bir daha bu konuyu kimse açmadı.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Akşam Bathilda onlara sıcakkanlı davrandı.Ancak Albus ve Aberforth kendilerini rahat hissedemedi.Aberforth'un ise sıkkınlığı yüzünden okunuyordu.
Ariana ise görünüşe göre buna aldırmayan tek kişiydi.Mutlu mutlu emziğini emmekle yetiniyordu sadece.Bathilda nihayet yanlarından ayrılıp meyve soymak
için mutfağa gidince Aberforth Albus'a sessizce ''Of ya Albus , sence bu kaçığa daha ne kadar katlanırız?'' diye sordu.Albus'tan ses çıkmadı.
Bunun nedenini doğru dürüst bilmiyordu ama, herhalde yazarlara büyük bir saygı duyduğu için böyleydi.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Albus ve Aberforth ertesi gün Bathilda markete çıkmışken bahçeye çıktılar. Albus o sırada bir şey fark etti: Yeni taşınan ailenin çocuğu karşılarında duran kendi
evinin bahçesindeydi ve yerdeki kurbağayı parmağını oynatarak ama ona hiç dokunmadan kurbağayı havaya kaldırıyor sonra tekrar yere atıyordu.Böylece Albus
onun büyücü olduğuna kanaat getirdi.Çocuk çok canı sıkkın gözüküyordu.Sanki hayattan zevk almıyor gibiydi.

Albus ona bir süre baktı.Aradan ne kadar zaman geçtiğini hiç bilmiyordu, umrunda da değildi. Çünkü bu çocuğa ister istemez bir HAYRANLIK duymuştu,
bu çocukta yetenek vardı.Tıpkı kendisinde olduğu gibi.Derken aniden gelen bir sesle sıçradı. ''Gellert, yemek hazır,çabuk gel!'' Bu kadın sesine karşılık oğlan da
''Geliyorum anne!'' diye seslendi.O kapıyı açıp gözden kaybolunca Albus ''Gellert...'' dedi usulca.Sonra daha önceden evin kapısında 'GRINDELWALD'LAR''
yazısını gördüğünü hatırlayarak, ''Gellert Grindelwald!'' dedi daha usul bir şekilde.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Bathilda geri döndüğünde Albus hayretle onun Gellert'la birlikte geldiğini gördü.Eve girdiğinde Bathilda ''Çocuklar bakın,'' dedi. ''Özellikle de sen, Albus.
Çünkü bu genç delikanlıyla birçok ortak yönünün olduğunu düşünüyorum.Bu, Gellert. Gellert Grindelwald. Az önce onların evine gittim.Sanırım yorgunlardı.
Çünkü beni geri çevirdiler,(Albus, bunu söylediğinde Aberforth'un gülmemek için kendini zor tuttuğunu gördü)ama oğullarını az bir süreliğine sizinle tanıştırmama
izin verdiler.Her neyse, işte bu Gellert.'' Çocuk sıkkın gözüküyordu.Belli ki buraya gelmek istememişti.Albus ve Aberforth ona merhaba derken Bathilda da mutfağa,
onlara yemek hazırlamaya gitti.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

''Merhaba,'' dedi Albus,çocuğun aksine o utangaç biri değildi, ''merhaba Gellert. Adım Albus. Albus Dumbledore. Utanman anlamsız (içindeki bilge kişiliği
birdenbire uyanmıştı) , böyle asla biriyle arkadaşlık edinemezsin.'' Çocuk birsüre sustu,sonra,belli belirsiz ''Kimse benimle arkadaşlık kurmak istemez ki,''
diyebildi.Öyle mi dersin? Benim buna bir itirazım olmaz.''' Çocuk apaçık bir hayretle, ''Yani benimle arkadaş olbileceğini mi söylüyorsun?!'' dedi.
''Eh, eğer istersen,neden olmasın?'' ''Vay be,daha önce hiç arkadaşım olmamıştı(Albus o anda onun neden bıkkın gözüktüğünü anladı)! Vay be , Albus!''
Ve o sırada Albus, Aberforth'un ona bakıp belli ki bu kadar kısa sürede arkadaş edinebildiğine hayret ettiğini gördü.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

''Ciddi misin?Beni bu sabah izlerken bana hayranlık duyduğunu mu söylüyorsun?!''' ''Kesinlikle Gellert.Harikaydın.''' ''İnanamıyorum,çok sağol!Kimse benimle bu
kadar ilgilenmemişti!''

Yarım saat sonra Bathilda elinde harika bir meyve geri dönerken çocukların bu sesi salonu dolduruyordu..Bathilda, çocukların böyle yakınlaşmalarının mutluluğu ile
ağzı kulaklarında Gellert'a ''Yavrum,'' dedi ''görünüşe göre eğleniyorsunuz ancak ailen seni merak eder.En iyisi sen evine git.Yarın yine bekleriz.Çocuk sıkkın sıkkın
giderken ''Hoşça kal,Albus!'' diye haykırdı.Ve Albus yeni bir arkadaşı olmasının sevinci ile yatağına doğru ilerledi.

4 Part yapmaktan vazgeçip bütün bölümü yolladım :-)

5.Bölüm:Nesillerdir Anka Teleği Asalarıyla Dumbledore'lar





Ertesi sabah da Gellert Albus'u görmek için Bathilda'nın evine geldi.Çocuklar bu defa da Hogwarts'ta hangi binaya ayrılacaklarını konuştular.Ve bu
konuşma sırasında Gellert ile Albus'un birbirlerinden farklı bir yönü görülmüş oldu.Gellert ''Benim ailem çağlar boyunca Slytherin soyundan geliyor,'' demişti.
Albus için (çoğu Gryfindorlunun aksine) bu pek kötü bir şey ifade etmiyordu.Oysa Slytherin ile Gryfindor arasındaki anlaşmazlığı herkes bilirdi.
Neyse ki görünüşe göre Gellert'ın kendisi için de bu önemli değildi.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Babası ve annesi geri dönecekti o sabah, oysa Albus bu durumla ilgili sevindirici bir şey hissetmiyordu.Öyle ki, kendisine 10 gün önce Hogwarts'tan mektup
gelmesine, okula kabul edildiğini öğrenmesine,okulun açılmasına sadece 3 gün kalmasına rağmen.Dolayısıyla anne babası geri döndüğünde, onlara kucakladı,ancak
içinde hiç sevinç yoktu.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

O akşam, babası Albus'un bile moralini yerine getirecek bir şey söyledi onlara,yarın okul eşyalarını almak için Diagon Yolu'na gideceklerdi.İşte o zaman Albus'un
morali biraz olsun düzeldi.

O akşam sadece bu konu konuşuldu.Aberforth ise bir süpürge almak istediğinde, babası ona ancak okula başladığı 2. yıl bir şeyler
alabileceğini söylediğinden,-1. Sınıfların süpürge getirmesi yasaktır çünkü-kanepede babasına küsmüş oturuyordu.
Annesi ona bir baykuş almayı önerdi,ancak o ejderha istediğini söyleyerek bu teklifi sinirle geri tepti.Oysa öğrencilerin okula getirebileceği hayvanlar arasında ejderhalar yoktu.Bu yüzden Aberforth ile Percival,iki saat süren hararetli bir tartışmaya giriştiler.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Ertesi sabah Albus, Gellert'ı son kez görmek için bahçelerine gitti,ancak kapıya vurmasına rağmen içeriden hiç ses gelmedi.Derken o sırada Bathilda'yı gördü Albus, evinin bahçesinde biriken yaprakları topluyordu.Hemen ona koşup; ''Merhaba Mrs. Bagshot,'' dedi, ''acaba Gellert'ın nerede
olduğunu biliyor musunuz?'' ''Ah,evet,tatlım.Bu sabah erkenden gittiler.Diagon Yolu'ndan Hogwarts eşyalarını alacaklarmış.'' ''Öyle mi?Harika!
Biz de bugün oraya gidiyoruz.Belki karşılaşabiliriz!'' diye haykırdı ve Bathilda daha bir şey diyemeden koşup gitti.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Daha onlar ne olduğunu anlayamadan, kendilerini büyük bir tuğla duvarın önünde bulmuşlardı.Percival ve Kendra,Londra'ya çocuklarını daha önce hiç göndermemişlerdi.Bu yüzden,Albus ve Aberforth merakla şimdi ne olacağını bekliyorlardı.Percival duvara birkaç kere vurdu, ve Albus hayretler içinde,duvarın içinde bir deliğin büyüdüğünü gördü.Delik büyüdü, büyüdü,büyüdü...Sonunda kocaman bir delik halini aldı.Birdenbire kendileri,her yan büyücü dükkanlarıyla dolu,uzun bir sokakta buldular.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

2 saat kadar sonra, listedeki neredeyse her şeyi tamamlamışlardı.Hatta Albus'a simsiyah bir baykuş almışlardı-Aberforth bundan pek hoşlanmamıştı,
o da bir ejderha almak istemişti, babasıysa hem ona okula başladığı yıl bir şey alabileceğini, hem de bunun ejderha olamayacağını söylemişlerdi- ve
geriye sadece bir asa kalmıştı.

''Olivander's'' asacısı,bir dükkandı,İngiltere'deki tek asa dükkanıBu yüzden 11 yaşına basmış bütün büyücüler,oraya doluşurdu. Dumbledore'lar içeri girdiğinde genç bir adam onları ''Günaydın!'' diye karşıladı.''Ah,Percival ve Kendra Dumbledore!Sizi tekrar görmek ne güzel...Percival,meşe ağacı,26 santim,anka teleğiydi,değil mi?'' ''Evet efendim.'' ''Ve Kendra... ah,hatırladım!Kavak ağacı, 23 santim,anka teleği,değil mi?'' ''Evet, Mr Ollivander.''
''Etkileyici,etkileyici...Ve bu ikisi de sizin oğlunuz,değil mi?'' ''Evet bir de kızımız var,ama bir süreliğine komşumuza bıraktık.'' ''Anlıyorum...
Peki,hangisi asa alacak?'' ''Ah, Albus, bu sene Hogwarts'a balşıyor.''dedi Kendra,Albus'u işaret ederek..Mr. Ollivander ''Ah,anladım... Evet,genç
adam...Bakalım sana uygun bir asa bulabilecek miyiz?Ama eminim bulacağız,çünkü size uygun asayı bildiğimi sanıyorum...Evet,bütün aileniz
hep anka teleği asaları ile meşhurdular.Bu yüzden(kutularla dolu dolaplardan bir kutu çıkardı ve oınun içinden Albus'a bir asa uzattı) alın bakalım
Söğüt ağacı,anka teleği,24 santim.''Albus asaya dokundu.

O anda inanılmaz bir şey hissetti.Asayı tutan elinde bir sıcaklık...Sanki asayla birbirine bağlanmışlar gibi...

''Aha,harika!'' diye çığlik attı Mr. Ollivander.Vay canına,daha ilk denemede isabet!Hiç böyle bir şey görmemiştim!'''

Anne babası gidip onu kucakladılar.Oysa Albus'un aklındaki şey bambaşkaydı.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

''Bütün ailemin anka teleği asaları mı vardı?Neden daha önce söylemediniz?''

Yolda ilerlerken Albus ilk iş ailesine bu soruyu sormuştu.''Şey oğlum,sürpriz yapmak istemiştik,anlarsın ya...Evet,nesillerdir atalarımız
bu tür asa aldılar,belki genetik bir şeydir,ama tam emin değilim.''

Hogwarts'a gidene kadar bu hep Albus'un aklını kurcaladı.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx


xD

6.Bölüm:King's Cross ve Baykuş Postası

King's Cross,Londra'daki bir tren garının adıydı.Ayrıca büyücüler için özel bir anlamı da vardı.Hogwarts'a gidecek olan
büyücü aileleri,buraya gelir,Hogwarts Ekspresine yetişirlerdi.
Diagon Yolu'na geldiklerinden iki gün sonra,Dumbledorelar King's Cross'a gelmişlerdi.Albus ve Aberforth, anne babalarından daha önce bu trenin Muggle'ların bilmediği bir yerden kalktığını öğrenmişlerdi,ama böyle bir yer nerede olabilirdi ki?Ayrıca bir gariplik daha vardı; bu tren 9 ¾ adlı perondan kalkıyordu,oysa 9 ile 10. peron arasında bir peron yoktu ki!
Derken 9. ile 10. peron arasındaki duvarda durdular.''Tamam çocuklar,şimdi bu iki peron arasına koşun.Meraklanmayın, bu duvarın büyüsü sayesinde geçebilirsiniz.''Kendra bunları söylediğinde her şey anlaşıldı.Hemen koşmaya başladılar,
koştular,koştular...Ve...Birdenbire kendilerini bir trenin önünde buldular!Albus duvarın üstünde ''PERON 9 ¾ ''
yazan tabelayı ve her yerde koşturup duran insanları gördü.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx


Derken çok tanıdık bir yüz gördü.''İnanamıyorum...Gellert!'' diye bağırdı ve arkadaşının yanına koştu.Gellert gülümseyerek ''Selam,'' dedi ''heyecanlı mısın?'' ''Çok!Gelert,iki gün önce Diagon Yolu'ndaydım,ancak seni göremedim.
'' dedi sonra merak içinde. ''Öyle mi?!Biz de.Nasıl karşılaşmadık aca...''
Derken yukarıdan gelen tiz bir çığlık sözünü kesti.Çikolata kadar kahverengi olan bir baykuş tepede zarifçe süzülüp
aşağıya bir mektup bıraktı.
O sırada Percival'ın yanından geçmekte olan insanlar,şaşkınlıkla yere baktılar.Bir mektup niye istasyona kadar gelmiş olabilirdi ki?
Albus mektubun üzerinde bir yazı gördü:''PERCİVAL DUMBLEDORE'A''.Percival mektubu açıp inceledi,birdenbire
suratı öfkeden kıpkırmızı kesildi. ''O nedir baba?''dedi Aberforth. ''Hiç... Hiç Bir şey.Çocuklar,bakın ne diyeceğim:
Sizin treni kaçırmamanız gerek.Hadi bakalım...'' ''Nedir o baba?'' diye sözünü kesti Albus.Babasının yüzü öyle bir şekle
büründü ki,gören onu hapis kaçağı sanabilirdi. ''HİÇ BİR ŞEY DEDİM SİZE!!!ŞİMDİ ÇABUK, TRENE YETİŞMELİSİN ALBUS!!'' Çocuklar babalarının bu huyunu biliyorlardı.Sözü iki edilmemesi gerekirdi, o yüzden hemen bavullarıyla trene koştu Albus ve Gellert.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Gitmeden önce annesi kardeşi ve babasına camdan el sallamasına rağmen Albus'un gönlü rahat değildi.Derken ne olduğunu anlamadan tren durdu.Gellert ve Albus pencereden baktılar,ama görünürde okul benzeri bir bina yoktu.Trenden henüz inmişlerdi ki,bir ses duydular:
''1. SINIFLAR BU TARAFTAN!''